Şehrazat'a Cevapsız Mektuplar/ I



Gök gürlüyor, kuşlar uçuyor, karıncalar yuva arıyor, çocuklar top oynuyor, yolcular aileleriyle vedalaşıyor, yeni sigara paketleri açılıyor, güneş doğuyor, ay beliriyor, çiçekler sulanıyor, yaşlı amcalar emekli maaşı çekiyor, döviz tavan yapıyor, borsa çöküyor, kıraathanede tavlayı yenen yenilenin koltuk altına veriyor, mekan sahibi tepsiyle “çaylaaaar” diye bağırıyor, köpek kediyi kedi fareyi kovalıyor, lambalar yanıyor, lambalar sönüyor…


Telaşım hiç bitmiyor Şehrazat. Tepeden tırnağa telaşla doluyum. En çok da beynim telaşlı. Ne düşünsem diye düşünüyor her daim. İşte ben Şehrazat, düşünelecek en güzel şeye hasretken ne düşüneceğimi bilememek… Sana hasret bir şaşkın… Ne düşüneceğimi bilemesem de Şehrazat, bugüne değin düşündüğüm en güzel şey, senin beni düşünüp düşünmediğini düşünürken beni düşündüğünü düşünmekti diye düşünüyorum. Düşünüyorum Şehrazat, düşünüyorum. Elimde sigaram, ağzımda bir vuslat türküsü, göz bebeklerimde müebbet hüzün, dilimde ay kesiği bir yara, aklımda sen…

Ne var sen de? Bilmiyorum. Meçhule giden gemilerin limandan kalkışı gibiyiz biz seninle. Sen geri dönecekmiş gibi el sallayan yolcu, ben yolunu hep gözleyecek gibi el sallayan misafirperver yalnız adam. Gelmiyorsun Şehrazat, gelmiyorsun. O gemiye bindin, bana el salladın, gemi demir aldı ve gittin…

Ah Şehrazat Ah… Ne vardı sen de herkes gibi gitmeseydin? Ne vardı karşılıklı oturup mütemadiyen iki sek Türk Kahvesi içseydik? Ben sana şiir okusaydım… Vaaaayh vaaayh.

Yoksun işte. Sen gittin gideli o sahile inemiyorum. Seni ilk gördüğüm sahil ve devamında seni alıp götüren geminin demirlendiği liman… Yaklaşamıyorum be Şehrazat. Rüyalarım da bile gidiyorsun, bir kez daha gidişini canlandırmak istemiyorum hafızamda…


Yokluğun, yoğunluğuma karıştı Şehrazat. Her çalan kapı zilinde, her yazdığım harfte, her düşüncede, her koşturmacada sen varsın.

İki kişi başbaşa kaldığında, üçüncü kişi şeytan olur derler Şehrazat. Ben, senin yokluğunla başbaşayım. Şeytanım ol. Ama gel.

Şehrazat.


Yokluğunla varlığın arasında araftayım, şüphelerim var. Eğer sen yoksan, ben kimi düşünüyorum her gece? Yaktığım her sigara da kimin kokusunu çekiyorum ciğerlerime? Dinlediğim her Müslüm Babada kimin sesini işitiyorum? Okuduğum her şiirde kimin gözlerine bakıyorum? Çıktığım her balkonda, bulutlarda kimi görüyorum? Yok değilsin Şehrazat, varsın. Yoksan da, tüm bunlar bilinçaltımın bir oynuysa da canın sağ olsun. Yokluğun, varlık olsun kâfi Şehrazat…

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kuşcuyla Zaman- I

Şah/ I

Quid rides? De te fabula narratur!